Yıldız Günü
Yıldız saati

Blog - Bioenerji

Kök Çakra "Neleri Etkiler Hangi Organları Temsil Eder"

KÖK ÇAKRA NEDİR, HAYATIMIZA ETKİLERİ NELERDİR, HANGİ ORGANLARI TEMSİL EDER ?

Köken anlamına geldiği için kök çakra veya Muladhara' denir. Omurgamızın altında üreme ve boşaltım organlarımızın birleştiği noktada halk dilinde apış arası dediğimiz noktada yer alır. Omurganın altından üreme ve boşaltım organlarımızdan uyluklara oradan bacaklara oradan ayaklara doğru iner ve oradan da köklerini oluşturarak toprağa bağlar. Kişiyi topraklayıp, yaşam enerjisi kaynağı ile besleyerek, kişinin dünyanın merkezi ile bağlantı kurmasını ve bağlantıda kalmasını sağlar. Kişi, toprağa kök çakra ile bağlıdır ve bitkilerin yaptığı gibi besinini bu topraktan alır. Bu, kişinin kendi yaşam enerjisi ile ilk bağlantısıdır. Fiziksel beden seviyesinde hayatta kalmamızdan sorumludur. Tüm enerji merkezlerinin temelidir ve hayatta kalmamızı tehdit eden her türlü enerjiye karşı tepki verir. Kişi tehdit altında hissettiğinde adrenalin mekanizması aktif olur ve organizmaya iki farklı tepki vermesine yönelik bir enerji dozu verir. Kaçmak ( tüm kan bacaklara gideceğinden kişinin rengi solar ) veya dövüşmek ( kan vücudun üstüne sıçrayacağı için kızarır).

Kişinin "kök"ünü ; evini, ailesini atalarını, memleketini, yaşadığı şehri ülkeyi ifade eder ve kişiyi köklerine ve atalarına bağlar. Kişi kök çakra sınavında kişi kendisinin, anne babasının ve atalarının hatıraları ve karmaları ile yüzleşir. Kişi yaşamında karma kaynaklı sorunlarla karşılaştığında direnip tepki gösterdiği zaman kök çakrada var olan atalardan kalan kodlanmış program aktifleşir. Karma kök çakra ile alakalıdır ve aksiyon eylem anlamındadır.Kök çakra atalarımızın enerjisi ile bağlantılı olduğundan karma atalarımızın enerjisini de temsil eder. Karma mirası genler aracılığıyla taşındığından, miras aldığımız atalarımızı tanımamız gerekmez. Atalarından kalma karmanın ve kaderin insan hayatında ne kadar önemli olduğunu gösterir. Kalp çakrası; kök ve tepe çakrası gibi dengesiz çalışan çakralar arasındaki enerji akışını sağlar. Tepe çakrası Kök çakranın topraklanması ve stabil hale gelmesini sağlayarak karmanın üstesinden gelmemiz için gerekli enerjiyi elde etmemize yardımcı olur.
Not: yoğunluğu en fazla olan ancak titreşimi en düşük olan elementtir.

Kök çakra kişiyi koruyan bir askerdir. Şifa çalışmaların da ilk adım kalp çakrası üzerinde çalışmaktır çünkü bu merkez kişiyi rahatlatır. Bazı insanların kalp çakrasın da oluşan blokajları açmak zor olabilir ve zaman alabilir ancak burası kişinin kendisiyle bağlantıda olduğu tek çakrasıdır ve bilincini aktive etmek için başka çakraya ihtiyacı yoktur. Özellikle bağışıklık sistemi ve böbrek üstü bezlerinin medulla adı verilen adrenalin üretildiği kısmı, mide çakrası ve kortikosteroitin üretildiği korteks bölgesi ile bağlantılıdır. Böbrek üstü bezleri aracılığıyla anatomik ve enerjitik olarak mide çakrası ile bağlantılıdır. Kuyruk sokumu, anüs, rektum, siyatik siniri, bacaklar, ayaklar, böbrek üstü bezlerini (adrenalin hormonunun üretildiği bez) temsil eder. Fiziksel seviyede kılcal damarların çatlaması veya morlukların oluşumu ile kan damarlarının incelmesi ve geçirgenliğin artması ile varis, hemoroid bağırsak iltahabı ve tansiyon bozuklukları, cildin de fazla zayıf ve hassas olduğu görülür. Anoreksiya ve blumia kalp çakrası ile ilgili rahatsızlıklardır.

Yeme içme kök çakra ile ilgilidir ve kişi yemek yoluyla dünyaya bağlanır. Yemek yemek topraklanma ile ilgilidir ve kendimizi güvende hissetmemizi sağlar. Kök çakra beslenemediği zaman fiziksel gücü ve dayanıklılığı düşer, yorgunluk hisseder ve ilerleyen durumlarda kronik yorgunluğa dönüşür. Bu durumda özellikle demir, protein, bazı vitamin ve minerallerin eksikliği ile karşılaşılır. Aşırı yemek yeme sonucunda yaşanılan obezite kişinin kendisini topraklayarak korumaya çalıştığının işareti sayılabilir. Yetersiz besin alımı da topraklanması gereken çakrayla ilgili yaşanan sorunların tehditkar görünmesi nedeniyle kişinin topraklanmak tan kaçtığı ve bunu kök çakralarını kapatarak yaptıkları görünür. Fiziksel bedende meydana gelen etkileşimler ile açığa çıktığından fiziksel olarak var olma ve maddeselleşme somutlaşma ihtiyacı içindedir.

Hayvani nefsani doğamız ve dürtüsel duygularımız ile de bağlantılı olduğundan kök çakrayı tetikleyen en güçlü duygu korkudur. Kök çakra dengelendiğinde kişiyi topraklayan ve istikrar sağlayan tepe çakrası olan yedinci çakraya bağlanır. Kök çakradaki enerji açığı her alanda kişinin yaşamsal enerjisini ve sınırlar. Ani iştah değişikliği yaşar; çok az veya fazla gıda tüketimi genellikle kök çakradaki dengesizlikten kaynaklanır. Bedeninin fiziksel ihtiyaçlarını yemek yeme su içme uyuma vs yerine getiremez. Kök çakra dünyevi hayatta kalmak, fiziksel yaşamda var olabilmek için gereken; yemek yemek, su içmek, ev, sağlık, güvenlik, para, kişinin ailesi ile bağlantısını ve fiziksel gücünü ifade eder.

Kök çakra da dengesizlik olması tepe çakrasın da blokajların oluşmasına sebep olur fakat tepe çakrası dengede ise kök çakrasını şifalandırır. Çakralar dan herhangi birinde ortaya çıkan bir problem diğerine de sıçrar ve bir başka bir probleme yol açar. Buda bir sebep sonuç kısır döngüsü haline gelir. Bu negatif döngü uzun süre devam ettiği taktirde kişi enerjisiz kalır ve etrafında bu durumu destekleyen maddi koşullar inşa etmeye başlar. Bu durumda kişide sakral çakra, alın çakrası, mide çakrası ve boğaz çakrası zarar görmeye başlar. Buda kişinin yaşamında her alanda normalden fazla zorluklar yaşamasına sebep olur. Bu çakra dengede olmadığı zaman kişi bir yere çapa atamadan köklenemeden sürekli etrafta boş boş dolaşır, bir işte veya yerde sürekli duramaz ve başladığı işi bitiremez. Kök çakra tamamen kapalı veya çok az açık olduğunda kişi bu çakranın tekamül dersleri ile ilgili sınavlarla uğraşmaktan kaçmaya çalışır bundan dolayı bedeni ile bağlantısını kaybeder.

Kök çakra kaslarla da ilgilidir. Kök çakra da enerji fazlalığı olduğunda kişi esnekliğini kaybederek gerilip kaskatı kesilebilir ve kaslarda depolanan bu kronik gerginlik ağrılara neden olur. Günümüzde sıkça rastlanan fibromiyaljiye ( kronik yorgunluk) sebep olur. Her şeyi tehdit olarak algıladığından iltihaplanmalar oluşur. İyileşmeler uzun sürebilir, ateşi yüksektir ve bu rahatsızlık kronik bir hal alabilir. Kök çakra dengede olduğunda tepe çakra merkezi ilede denge ve uyum içinde olur. Uyum içinde olması da kişiye sağlam bir temel kazandırır. Kök çakra da enerji akışının düzgün olması güçlü bir libidoyu ,sağlıklı cinsel dürtüleri ifade eder. Ayrıca kök çakranın dengede olup olmadığını uyku düzeninden anlayabiliriz. Eğer çakra dengede değilse kişi sabahları kolay uyanamaz, yorgun ve akşamdan kalma hisseder ve hayatta kalma korkusu açığa çıkar bu da kişinin bir şeyler başarmasının yolunda engeller meydana getirir. Kişinin işini veya evini değiştirmekten korkması veya yeni ve alışılmadık bir durumun içinde olmaktan korkması şeklinde kendini gösterir.

Kök çakra da enerji yetersizliği olduğunda bacaklardan ayaklara ve oradan da dünyaya yeterli miktarda yaşam enerjisi akmadığı için bacaklarla ilgili varis vs..problemler de görülebilir. Bu da üst merkezlerde zihinsel enerji tarafından üretilen aşırı elektriklenme nedeniyle kişinin sakinleşmesini ve dinlenmesini zorlaştırır. Üretilen bu elektrik topraklanamadığı, bedende kaldığı için gerilime ve sorunlara yol açar. En küçük şeyleri kafasına takar, korkar, tehdit olarak algılar gözünde büyütür inatlaşır ve güçlü tepkiler verir. Kök çakra da oluşan enerji açığı nedeniyle açığa çıkan korku enerjisi ile fiziksel ve psikolojik hassasiyetin artması sempatik sinir sisteminin faaliyetlerini hızlandırır.

Organizmanın sürekli korku ve alarm halinde ve çevresine daha duyarlı olmasına neden olur. Korku bacaklardan aşağı doğru inerek toprağa karışması gereken enerjiyi engelleyen ağır bir enerji olduğundan, insanların bacaklarımı hissedemiyorum veya adeta inme indi gibi ifadeler kullandıklarını duyarız. Kişinin bilinç altı sınırları ile ilgili sorunları nedeniyle fiziksel veya psişik hassasiyet görülebilir. Kök çakrasnın doğru çalışmadığı durumlarda tepe çakrasnın kök çakraya getirdiği sınırlardan (bilinç altından) kaynaklanır. Dolayısıyla kök çakranın zayıflığından kaynaklanan kronik soğukluk enerji akışını durduran ve soğutan ağır bir enerjidir. İnsanlar o yüzden korktuklarında korkudan dondum kaldım vey korkudan felç olmuş gibi oldum derler ve kendi güvenliğinden endişe duyarlar, bu davranışları da beceriksizlik olarak görülür.

Bu durum çevresel uyarılara karşı aşırı tepki verdiğinde gerçekleşir. Çevreyi bir tehdit unsuru gibi algıladığı için, stres yapar ve dürtüsel, agresif tepkiler verir veya kendini geri çekerek kendini ifade edemez ve içine dönük yaşar. Stres hem kök çakra hemde mide çakrasın da kendini gösterir. Kök çakra kişinin çevresiyle sınırları zayıfladığında aktifleşir. Kişi o durumda aşırı hassastır ve bir çok şeyin kendisini tehdit ettiğini düşünür ve korkar. Bu durum kişi yeterince topraklanmadığı için yaşadığı enerji eksikliğinden kaynaklanır. Bu da adrenalin bezlerinin yetersiz çalışması ile bedeni yorar ve kronik veya adrenal bitkinlik oluşturur. Korku ve korkuları kök çakranın kapanmasının ana sorunudur. Rengi Kırmızı elementi Toprak’dır.

Örneğin; Misafirliğe gittiği bir yerde hijyen iyi olmayabilir kişi yemek yemekten zehirlenmesinden korkabilir bundan dolayı ishal veya kusmaktan muzdarip olabilir. Kişi kendi evine güvenli alanına döndüğünde ise bütün sıkıntılarından kurtulur. Ayrıca kişi yaşamak istemediği bir ülkede yaşadığında soğuk bir iklimde tropikal bir bitki yetiştirmenin imkansız olduğu gibi bu ömrü boyunca sorunlar la karşılaşabilir. Bazı insanlar doğup büyüdükleri köy kasaba şehir veya ülke bile olsa bazı yerlere kendilerini hiç ait hissetmediklerini hatta uzaylı gibi hissettiklerini söylerler. Bu kişiler kendilerine uygun yeri bulup taşındıklarında ise canlanırlar.

2545 27 Şubat 2020 14:53

Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmamış
© 2024 Elf-i Şifa | Tasarım ve Uygulama asmbly idea & application